15 Şubat 2012 Çarşamba

MEDİNE’DE ZAMAN


MESCİD-İ NEBEVİ(MEDİNE)












MEDİNE’DE ZAMAN



Medine’de sabah başkadır.

İnsanlar sevinçle uyanırlar,

Ezan-ı Muhammedi yükselir.

Mescid-i Nebevi’den

Ve Medine sokakları

Bayram yerine döner.



Bir dede hanımının elinden tutarak yürür.

Bir çocuk mescidin bahçesinde koşar özgürce

Sabaha kadar yeşil kubbeyi seyreden bir genc

Tebessüm ederek girer babus selam kapısından

Yeşil elbiseleriyle mescidde hizmet edenlere imrenir



Bir peygamber aşığı…

Bir peygamber aşığı Ümmet-i Muhammed’i koklar

Gözlerini yumarak…

Bir kuş uçar cennet bahçesinin üstünden.

Bir tekbir yayılır boşluğa.

Bir hasret dillenir yüreklerde

Ve “Bir” olana ibadet edilir.



Kimi ravza-i mutahhara’da kılar namazı

Kimi ashab-ı suffenin yerinde

Şemsiyelerin altında saf tutar kimi

Kimi mescidin bahçesinde.

Ve hıçkırıklarla secdeye kapanırlar.



Sonra otellere dönülür

Güneşin huzur veren ışıklarıyla.

Yeni kafileler girer medineye

Otellerin arasından yeşil kubbeyi arayan gözler

Salat-ü selamlarla yıkanır.



Kimi kafileler

Cennetül Bakî’dedir.

Kimisi Medine’yi dolaşır otobüslerle

Mihr Ali abiden Uhud’u dinler.

Hz. Hamza’yı dinler.

Asr_ı Saadeti yaşar Peygamber misafirleri.



Medine’de öğle başkadır.

Güneş ikindiye kadar yalnızdır Medine sokaklarında

Çünkü Güneş kıskançtır.

Habîb-i Zîşan’la başbaşadır.

Kainatın güneşinden güç katar gücüne.



Ve ikindi namazından sonra

Dükkanlar açılır.

Buhurdanlıklarda tüten kokular

Nazlı nazlı etrafa yayılır.

Kasr-ı halife oteline giden bir babaanne



Yolda torunlarına oyuncaklar alır

Hurmaları yüklenmiş bir delikanlı

Eşiyle birlikte yürür

Melekler tebessüm eder onlara

Dua eder.



Bir kasetçiden Kabe imamlarının sesi yükselir.

Vahyin yıkadığı yüzler dolaşır pazarlarda

Medine halkı güler yüzlüdür.

Çünkü onlar Ensar’ın torunlarıdır.

Rasulullah’ın komşularıdır.

Çok hassastır kalpleri.



Bunu bilen bazı misafirler

Mescid-i Nebevi’de kazandıklarını

Hayatları pahasına korumaya çalışır.

Ama bazıları

Sanki sadece alış verişe gelmiş gibi,



Kavga gürültüyle geçince günleri

Ve Unutunca Medine’yi

“Yazık oldu” der melekler

Milyarlarca insanın içinden seçildi

Buraya geldi

Ama yazık etti, yazık etti.



Medine’de akşam başkadır.

Zemzem bidonlarından zemzem içilir

Ve ikram edilir yanındakilere.

Şemsiyeler kapanır yavaşça,

Kubbeler açılır.



Gökyüzü tüm ihtişamıyla meydana çıkar.

Kimse yıldızları fark etmez nedense

Kainatın güneşinin yanında yıldızlar farkedilmez.

Ebuzer gıfari caddesini yağmur ıslatmasa da

Hasret gözyaşları ıslatır.



Sıra sıra dizili ankesörlerden

Farklı dillerde konuşmalar yapar.

Farklı renklerde insanlar.

Heyecanla konuşan biri şöyle der:

“İnanamazsın, şu anda seninle konuşurken

Mescid_i nebevi’ye bakıyorum.



On tane minare sanki arşa yükselmiş gibi.

Öyle heybetli görünüşleri var ki anlatamam.

Bu gün ikindi namazını Ravza-i mutahhara’da kıldım

Hem de Hz.Aişe sütununun önünde.

Allah sana da nasip etsin.

İnşallah dönünce anlatırım.



Medine’de gece başkadır.

Peygamber misafirleri dalınca uykuya

Melekler iner Kubbetül Hadra’ya.

Ve uzaklarda, çok uzaklarda

Medine hasretiyle yanan yüreklerden



Selamlar iletilir Sultanlar sultanına.

“Ya rasulallah” demiştir biri

“Bu yıl da nasip olmadı Medine’ne gelmek!

Ravza’nın kokusunu koklamak nasip olmadı.

Umre’ye gidenleri görünce boğazıma bir şey takılıyor.



Hep selam gönderiyorum sana

Geçenlerde umreden dönen bir arkadaş

Tespih verdi bana. Medine’den almış.

Tespihi sabaha kadar kokladım.

İnşallah bu yıl gelirsem o tespihi de getiricem.

Sana salat ve selam olsun ey gönlümün sultanı.



Medine’de zaman başkadır.

Medine’de herşey bir başkadır.



Eseri seslendiren sanatçı:DURSUN ALİ ERZİNCANLI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder